Bilim adamları, okyanusların derinliklerinde dünyadaki tüm yaşamı etkileyen müthiş bir bilgi keşfetti.

Bakterilerin birbirleriyle iletişim kurdukları geçtiğimiz yıllarda keşfedilmiş ve keşfi yapan bilim adamları üzerinde hayranlık uyandırmıştı.

Bu iletişimin temellerine inildikçe; daha da şaşırtıcı mükemmelliklerle karşılaşılmaya başlandı.

Woods Hole Oşinografi Enstitüsü (WHOI)’nden bilim adamları, bakterilerin kendi aralarındaki iletişimin aslında tüm dünyadaki dengeyi koruyan bir özelliğe sahip olduğunu keşfetti.

Küçük deniz bitkileri (fitoplanktonlar), küçük deniz canlıları olan zooplanktonlar tarafından yenirler. Bu parçalar yapışkandır ve bir araya gelerek daha ağır parçacıkları oluştururlar. Bakteriler, karbon zengini bu küçücük parçaların üzerinde birleşerek, bu parçalarla birlikte dibe doğru hareket ederler.

Bu aslında çok sıradan bir durum gibi görünebilir. Ancak, bu küçük hareketin harika bir yönü bulunmaktadır.

Gözleri, kulakları ve ağızları olmayan bakteriler etraflarında başka bir komşu bakteri olup olmadığını anlamak için, kimyasal sinyaller gönderirler. Eğer yakında yeteri kadar bakteri komşuları varsa; toplu halde, parçacıklar içerisindeki karbon içeren molekülleri daha küçük sindirilebilir parçacıklara kıran bir enzim salgılamak üzere bir araya gelirler.

Parçacıklardaki karbon türü, atmosferde bulunan karbon dioksittir, yani bir ısı tuzağı olan sera gazıdır. Bakterilerin arasındaki, bu iletişim, bu zehirli gazı okyanusun derinliklerinde salacak şekilde gerçekleşecek, sığ derinliklerde gerçekleşmeyecek bir sisteme sahiptir.

Sığ derinliklerden, kolayca atmosfere karışabilecek olan bu zehirli yaz, planlı bir iletişim sistemiyle okyanusun derinliklerine taşınmakta ve böylece atmosfere ulaşması engellenmektedir.

Bir başka deyişle, şu an okyanusun derinliklerinde gözlerimizle göremediğimiz ve varlıklarından haberimiz dahi olmayan milyonlarca bakteri, hayatlarında hiç görmedikleri bizler için, fedakarca çalışmaktadır.

Canlılık için hayati bir öneme sahip olan karbon döngüsünde bakterilerin çok önemli bir yer sahibi olduğu uzun yıllardır bilinir. Ancak; bu yeni keşif bizlere, dünyanın içerisinde yaşam barınan bir gezegen olmasının, son derece kapsamlı ince ayarlara sahip olduğunu bir kez daha delillendirilmektedir.

Dünyada yaşam için elverişli tüm koşulları yapay olarak bir ortamda gerçekleştirseniz; atmosferinin özelliğinden, ekosistemdeki böcek sayısına, tüm canlı türlerine, uydusuna, güneşine kadar tüm özellikleriyle yapay bir ortamda dünyayı birebir taklit edebilseniz bile… Bu yapay ortamın içerisine dünyadaki ile eş sayıda plankton, eş sayıda diatom, eş sayıda bakteri koysanız bile…

Bu yapay dünyanın karşılaşacağı son, kaçınılmazdır. Eşit sayıda bakteri bile koysanız, o bakteriler arasındaki iletişim var olmadığı takdirde, ürettiğiniz yapay ortam yaşam dolu bir gezegen yerine öldürücü bir gaz odasına dönüşür. Tüm canlılık, zehirli karbon gazı altında boğularak, kısa sürede yok olur.

Dünyamızdaki dengelerden herhangi biri değiştirildiğinde, bu senaryo hep aynı olacaktır. Ancak bu dengelerin ve ince ayarların hepsinin tam olarak aynı anda dünyada var olması ile; dünyada yaşamdan bahsedilebilir.

Şu an rahatlıkla nefes alabiliyor, yiyebiliyor, içebiliyor, koşuyor, yürüyor olmamız; milyonlarca dengenin bir tanesinin bile tek bir an için bile olsun bozulmadığının, aralıksız devam ettiğinin kanıtıdır.

 Bakteri İletişimi, Dünyanın İklimini Etkiliyor
Da Vinci STI (Da Vinci Science and Technology Institute) bilimin, mühendisliğin ve inovasyonun dünyadaki tüm insanların faydasına olacak şekilde geliştirilmesine öncülük etmek amacıyla kurulmuş bir düşünce kuruluşudur.